19 En Çok Yapılan Google Reklam Hataları ve Çözümleri

Google reklam kampanyalarında yapılan yanlışlar bütçenizi sessizce eritebilir. Negatif anahtar kelimelerden remarketing’e, bütçe yönetiminden açılış sayfası uyumuna kadar 19 kritik noktayı derinlemesine ele aldık. Brandaft’ın profesyonel Google Ads danışmanlığı ile bu hatalardan kaçınarak kampanyalarınızı daha verimli, ölçülebilir ve kârlı hale getirebilirsiniz.
en çok yapılan google reklam hataları

Google Ads, küresel ölçekte %80.20’lik devasa bir pazar payına sahip. Yani PPC (pay-per-click) denildiğinde, işletmelerin ilk aklına gelen platform Google reklamları oluyor. Bu kadar büyük bir güce sahip bir reklam kanalında yapılan ufak hataların bile, bütçeyi boşa harcamanın ötesine geçip markanın büyümesini frenlediğini sık sık görüyoruz.

İşte burada devreye biz giriyoruz. Brandaft olarak, Google reklam ajansı deneyimimizle, yüzlerce farklı sektörden (e-ticaret, sağlık, eğitim, hukuk, teknoloji) kampanya yönetirken şunu fark ettik: Reklamların başarısını belirleyen şey, “daha fazla para harcamak” değil, doğru stratejiyi uygulamak ve en çok yapılan hatalardan kaçınmak.

Bu içerikte sana sadece en çok yapılan Google reklam hataları değil, aynı zamanda kampanyanı ileri taşıyacak çözüm yollarını da göstereceğiz. Negatif anahtar kelimelerden yanlış dönüşüm takibine, jenerik aramalardan remarketing ihmaline kadar, Google Ads’te parayı çöpe atmana neden olan tuzakları tek tek ele alacağız.

Amacımız basit: Okuduğunda “tamam işte, benim kampanyamda da bu sorun varmış” diyeceğin ve hemen uygulayabileceğin pratik çözümler sunmak. Çünkü Google Ads’i gerçekten etkili kullandığında, sadece tıklama değil, ölçülebilir satış ve dönüşüm elde etmek mümkün.

En Çok Yapılan 19 Google Reklam Hataları ve Çözümleri

Google Ads kampanyalarında başarıyı yakalamak için, önce en sık yapılan hataları tanımak gerekiyor. Çünkü aynı tuzağa düşen binlerce işletme var ve bu hatalar, bütçeyi sessizce eritip gerçek potansiyeli görmeni engelliyor. Aşağıda, reklamverenlerin en çok düştüğü 21 kritik hatayı madde madde göreceksin.

  • Negatif anahtar kelimelerin ihmal edilmesi
  • Geniş ve bağlama uygun olmayan anahtar kelimeler kullanmak
  • Dönüşüm takibinin yanlış veya eksik kurulması
  • Yanlış dönüşüm hedeflemesi
  • Anahtar kelimeleri kötü gruplama / reklam grubu başına tek reklam metni
  • Kalite Puanı ve reklam uzantılarına gereken önemi vermemek
  • Coğrafi hedeflemede varsayılan ayarlarla kalmak
  • Zaman planlaması eksikliği
  • Search ve Display Partner’larının yanlış kullanımı
  • Reklam kampanyalarını sık sık durdurup başlatmak
  • Teklif stratejilerini yanlış kullanmak
  • Dönüşüm testi / yeterli analiz yapılmadan optimizasyon
  • Bütçeyi yanlış dağıtmak
  • Jenerik anahtar kelimelere aşırı güvenmek
  • Otomatik teklif stratejilerini yanlış noktada kullanmak
  • Mobil optimizasyonu unutmak
  • Remarketing’i kullanmamak
  • Açılış sayfasını reklamla uyumlu tasarlamamak
  • Bütçeyi günü bitmeden tüketmek

1. Negatif Anahtar Kelimelerin İhmal Edilmesi

Google Ads bütçelerinin sessiz katili: negatif anahtar kelimeler. Çoğu reklamveren, kampanyayı kurup çalıştırdıktan sonra yalnızca tıklama ve gösterimlere odaklanıyor. Oysa kullanıcıların aradığı her terim, senin için doğru hedef kitle anlamına gelmez.

Sebep: Negatif kelimeler kullanılmadığında, reklamların “ücretsiz”, “çalışmıyor”, “ikinci el” gibi senin iş modeline uygun olmayan aramalarda görünür. Bu da yüksek tıklama sayısı getirir ama satışa dönüşmeyen ziyaretçilerle bütçeyi boşa harcatır. Özellikle eğitim, sağlık, e-ticaret gibi sektörlerde bu hata, ROI’yi dramatik biçimde düşürür.

Çözüm:

  • Kampanyayı açar açmaz bir negatif kelime listesi oluştur. (örn. ücretsiz, bedava, indirme, PDF, stajyer vb.)
  • Arama terimleri raporunu haftalık kontrol et, yeni negatif kelimeleri ekle.
  • Sektörüne özel negatif kelime havuzu hazırla: Örneğin okul için “ücretsiz sınav”, teknoloji için “bozuk laptop”, moda için “ikinci el çanta”.
  • Hesap bazında ortak negatif liste oluşturup tüm kampanyalara uygula.

Doğru negatif kelime yönetimi ile hem CTR’ı hem de dönüşüm oranını yukarı çekmek mümkün. Kısacası, negatif kelime yoksa bütçe çöpe gidiyor.

2. Geniş ve Bağlama Uygun Olmayan Anahtar Kelimeler Kullanmak

Google Ads’i yeni kullananların en çok düştüğü tuzaklardan biri: broad match (geniş eşleme). Kulağa cazip gelir çünkü “daha çok kişiye ulaşırım” gibi bir algı vardır. Fakat gerçek hayatta işler öyle yürümez.

Sebep: Geniş eşleme, reklamlarını bağlamdan kopuk aramalarda göstermeye başlar. Örneğin “masaüstü bilgisayar” kelimesi eklediğinde, “bilgisayar masası” ya da “masaüstü duvar kağıdı” gibi tamamen alakasız aramalarda da reklamın çıkabilir. Bu durum, özellikle yeni hesaplarda bütçeyi çok hızlı tüketir ama dönüşüm getirmez.

Çözüm:

  • Yeni bir hesap açıyorsan mutlaka exact match (tam eşleme) veya phrase match (ifade eşleme) ile başla.
  • Performans verisi oluştukça, kademeli şekilde broad match varyasyonlarını test edebilirsin.
  • Anahtar kelimeleri sektörün özel niyetine göre gruplandır: “okul kayıt ücreti”, “özel ders fiyatı”, “avukat danışmanlık ücreti” gibi long-tail kelimeler, niyet odaklıdır ve daha yüksek dönüşüm getirir.
  • Google’ın “Smart Bidding” algoritmalarıyla çalışıyorsan bile, bağlama uygun olmayan broad match’lerden kaçın.

Kısacası: Geniş eşleme “çok tıklama” getirir, ama “yanlış kitleye” ulaşır. Daha az ama doğru kişiye ulaşmak her zaman daha kârlıdır.

3. Dönüşüm Takibinin Yanlış veya Eksik Kurulması

Google Ads’te başarıyı ölçmenin temeli dönüşüm takibidir. Dönüşümleri yanlış ya da eksik kurmak, aslında arabayı körlemesine sürmek gibidir: motor çalışır ama nereye gittiğini bilemezsin.

Sebep: Yanlış etiketleme, eksik kurulum veya API hataları nedeniyle, reklamdan gelen gerçek sonuçları göremezsin. Böyle olunca tıklamalar varmış gibi görünür, ama aslında satış yoktur. En sık karşılaşılan senaryo: Kullanıcı form dolduruyor, sen onu dönüşüm olarak görüyorsun ama gerçekte satışa dönüşmüyor. Yani kampanya “başarılı” gibi görünürken, aslında bütçe boşa gidiyor.

Çözüm:

  • Google Tag Manager (GTM) üzerinden dönüşüm etiketlerini kur. Bu yöntem daha esnek ve hatasızdır.
  • Form doldurma, telefon araması, satın alma gibi her aksiyonu ayrı dönüşüm hedefi olarak tanımla.
  • Google Analytics 4 (GA4) ile Ads hesabını entegre et, böylece çapraz platformda veri kaybı yaşamazsın.
  • e-ticaret siteleri için Enhanced Conversions özelliğini aktif et → e-posta, telefon numarası gibi hashed verileri Google’a ileterek dönüşüm doğruluğunu artır.
  • Test etmeyi unutma: GTM’de “Preview” modu veya GA4’te “DebugView” ile her dönüşümü kontrol et.

Kampanyanı optimize etmek için veriye güvenmek zorundasın. Ama veri yanlışsa, yaptığın optimizasyon da seni yanlış yola götürür. O yüzden ilk iş, dönüşüm takibini kusursuz kurmak.

4. Yanlış Dönüşüm Hedeflemesi

Google Ads’te sadece “dönüşüm var mı?” sorusunu sormak yetmez. Asıl kritik olan: “Doğru dönüşümü mü ölçüyorum?”. Yanlış hedefleme, bütçeni yanlış yönde optimize etmene yol açar.

Sebep: Pek çok reklamveren, “form doldurma” gibi kolay aksiyonları dönüşüm hedefi seçer. Oysa asıl iş değeri yaratan şey satış, kayıt veya teklif talebidir. Yanlış dönüşüm hedefi seçildiğinde, kampanya sistemin gözünde başarılı görünür ama işletme tarafında gerçek sonuç getirmez. Örneğin, “bülten üyeliği”ni dönüşüm sayarsan Google kampanyayı buna optimize eder ve satış potansiyelini ıskalarsın.

Çözüm:

  • Önce işletmenin asıl hedefini netleştir (satış, lead, rezervasyon, teklif talebi).
  • “Mikro dönüşüm” (sayfa görüntüleme, tıklama, form başlatma) ile “makro dönüşüm” (satın alma, lead, demo talebi) ayrımını yap.
  • Ads hesabında sadece işe değer katan makro dönüşümleri “primary” (birincil) hedef olarak işaretle. Mikro dönüşümleri ise “secondary” olarak takip edebilirsin.
  • CRM entegrasyonu (HubSpot, Zoho, Salesforce vb.) kullanarak, hangi lead’in gerçek müşteriye dönüştüğünü Ads’e geri besle.
  • Smart Bidding stratejilerinde her zaman “işletme için değerli dönüşümleri” hedefle.

Unutma: Google’ın algoritmaları senin işaret ettiğin hedefe koşar. Eğer yanlış hedef gösterirsen, sistem sana “yanlış başarı” getirir.

5. Anahtar Kelimeleri Kötü Gruplama / Reklam Grubu Başına Tek Reklam Metni

Google reklam kampanyalarının kalbinde anahtar kelime grupları yer alır. Ne yazık ki çoğu hesapta yüzlerce kelimenin tek reklam grubuna yığıldığını görüyoruz. Bu da hem kalite puanını hem de tıklama oranını (CTR) dibe çeker.

Sebep: Çok fazla anahtar kelimeyi tek grupta toplamak, reklam metninin kullanıcı aramasıyla uyumunu zayıflatır. Kullanıcı “Ankara avukat danışmanlık” aradığında “Türkiye’de en iyi hukuk bürosu” reklamı görürse, bağlantı kopar. Ayrıca yalnızca tek reklam metni kullanmak, Google arama ağı reklamları için en büyük handikaplardan biridir; sistemin test edip en iyi kombinasyonu bulmasına fırsat vermez.

Çözüm:

  • SKAG (Single Keyword Ad Group) yöntemini dene: her reklam grubuna 1–3 çok alakalı anahtar kelime ekle.
  • Her reklam grubunda mutlaka 2-3 farklı reklam metni yaz, Google’ın algoritması en iyi performansı veren varyasyonu öne çıkarır.
  • Reklam gruplarını sektörün niyetlerine göre ayır: örneğin eğitim için “özel okul fiyatları”, “okul kayıt ücreti”, “burslu lise kayıt” gibi ayrı gruplar oluştur.
  • Böylece hem kalite puanı yükselir hem de Google reklamları hedef kitlenle daha güçlü bağ kurar.

6. Kalite Puanı ve Reklam Uzantılarına Gereken Önemi Vermemek

Google reklam yönetiminde kalite puanı (Quality Score), çoğu zaman göz ardı edilen ama kampanyanın kaderini belirleyen bir metriktir. Kalite puanı, reklamların sıralamasını, tıklama başı maliyetini (CPC) ve görünürlüğünü doğrudan etkiler. Buna rağmen birçok işletme kalite puanını kontrol etmez ve reklam uzantılarını eksik bırakır.

Sebep: Kalite puanı düşükse, Google reklamların seni daha az gösterir ve aynı konumdaki rakiplerine göre daha fazla ödeme yapmana sebep olur. Ayrıca reklam uzantıları (sitelink, çağrı, konum, açıklama vb.) kullanılmadığında, reklamların daha kısa görünür, tıklama oranı (CTR) ciddi şekilde düşer. Kullanıcı açısından bakıldığında da, eksik bilgi sunan reklam güven vermez.

Çözüm:

  • Kalite puanını düzenli takip et; düşük puanın nedeni genellikle anahtar kelime-reklam metni-açılış sayfası uyumsuzluğudur.
  • Reklam metinlerini arama niyetine uygun şekilde güncelle, açılış sayfalarını optimize et.
  • Tüm reklam uzantılarını aktif şekilde kullan: özellikle sitelink uzantısı (farklı hizmetlere yönlendirme), çağrı uzantısı (direkt arama), konum uzantısı (Google Maps ile entegrasyon) ve açıklama uzantısı.
  • Rakiplerinden ayrışmak için uzantılara markaya özel içerikler ekle (örn. “Ücretsiz İlk Danışmanlık”, “48 Saatte Teslimat”).
  • Unutma: Google PPC kampanyaları daha fazla yer kapladığında, organik sonuçların üstünde adeta mini bir web sitesi gibi görünür → bu da CTR’ı ciddi şekilde artırır.

Kısacası, kalite puanını ve reklam uzantılarını ihmal etmek, aynı bütçeyle daha az müşteri kazanmak demektir.

7. Coğrafi Hedeflemede Varsayılan Ayarlarla Kalmak

Birçok işletme Google reklam kampanyalarını kurarken hedeflemeyi “Türkiye” veya “tüm bölgeler” olarak bırakıyor. İlk bakışta mantıklı gibi görünse de, aslında bu durum bütçeyi yanlış kitlelere harcamanın en kestirme yolu.

Sebep: Varsayılan ayarlarda reklamların, hedef konumda yaşayanların yanı sıra o bölgeyle “ilgili arama yapanlara” da gösterilir. Örneğin Ankara’daki bir dil kursu için reklam veriyorsun ama reklamların İstanbul’dan veya yurtdışından gelen alakasız tıklamalar alıyor. Sonuç? Bütçe eriyor, dönüşüm yok.

Çözüm:

  • Google Ads konum ayarlarında “Presence” (konumda bulunanlar) seçeneğini işaretle, “interest” (ilgi duyanlar) seçeneğini pasifleştir.
  • İşini gerçekten ilgilendiren bölgeleri hedefle: örneğin sadece Eskişehir’de hizmet veriyorsan “Eskişehir + 20 km” çapında bir alan seç.
  • Yerel işletmeler için mutlaka Google My Business (Google Benim İşletmem) hesabını Ads ile entegre et → konum uzantısı sayesinde harita üzerinden dönüşüm artar.
  • Performansı ölçmek için bölge bazlı raporları kullan; örneğin hangi il veya ilçeden gelen tıklamaların daha çok satış getirdiğini gör ve bütçeyi buraya kaydır.

Sonuç olarak, coğrafi hedefleme yanlış kurgulandığında kampanyalar “boşa giden trafik” çeker. Doğru ayarlandığında ise reklamlar sadece işine değer katacak kitlelere görünür.

8. Zaman Planlaması Eksikliği

Birçok reklamveren kampanyaları başlatırken reklamların günün her saatinde ve haftanın her gününde çalışmasına izin verir. Kağıt üzerinde daha fazla görünürlük gibi görünse de, aslında bu durum bütçeyi yanlış saatlerde tüketir.

Sebep: Her sektörün “dönüşüm yoğunluğu” farklı saatlere denk gelir. Örneğin B2B hizmetlerde mesai saatleri dışında gelen tıklamaların dönüşüm oranı çok düşüktür. E-ticaret tarafında ise gece geç saatlerde sepete ekleme çok olur ama satın alma ertesi güne kalabilir. Eğer zaman planlaması yapılmazsa, reklam bütçesi gün ortasında tükenir veya düşük verimli saatlerde harcanır.

Çözüm:

  • Google Ads’in Ad Schedule (Reklam Zaman Planı) özelliğini aktif kullan.
  • Geçmiş verilerini incele: hangi saatlerde en çok dönüşüm aldığını raporlardan gör ve sadece bu saatlerde daha yüksek teklif ver.
  • Mesai saatleri dışında düşük teklif, yoğun saatlerde yüksek teklif stratejisi uygula.
  • Tatil günleri, resmi bayramlar veya sektörüne özel “ölü zamanlar” için kampanyaları duraklat.
  • Özellikle sınırlı bütçeli kampanyalarda reklamlarını “hedef saatlere” yayarak gün ortasında bütçenin bitmesini engelle.

Zaman planlaması, aslında reklamlarının “yanlış saatte doğru insana” ulaşmasını engeller. Böylece hem bütçe korunur hem de dönüşüm oranı ciddi şekilde yükselir.

9. Search ve Display Partner’larının Yanlış Kullanımı

Google arama ağı kampanyaları oluştururken varsayılan olarak Search Partners (Arama Ağı İş Ortakları) ve Display Network (Görüntülü Reklam Ağı) seçeneği aktif gelir. Birçok reklamveren bu ayarı fark etmez bile. İlk bakışta daha fazla gösterim almak gibi görünse de, aslında bu durum kampanyanın performansını baltalayabilir.

Sebep: Search Partners ağı, Google dışındaki küçük arama motorları ve iş ortaklarında reklamlarını gösterir. Ancak bu kaynakların trafiği genellikle düşük kaliteli olur ve dönüşüm oranı Google’ın kendi arama sonuçlarına göre çok daha düşüktür. Display Network tarafında ise, yalnızca metin odaklı arama reklamlarıyla ilgilenirken reklamlarının bambaşka içerik sitelerinde görünmesi, hedef kitle uyumsuzluğu yaratır. Sonuç: Çok tıklama, düşük dönüşüm, yüksek maliyet.

Çözüm:

  • Yeni kampanya açarken varsayılan ayarları kontrol et; gerekirse Search Partners seçeneğini kapat.
  • Display kampanyaları oluşturacaksan, bunu ayrı bir kampanya olarak aç → arama ağı ile görüntülü ağı karıştırma.
  • Performans raporlarında Segment > Network (Ağ) bölümünü incele; Search Partners ve Display’den gelen dönüşüm oranlarını karşılaştır.
  • Eğer belirli bir sektörde iş ortaklarından gerçekten dönüşüm alıyorsan, sadece o kaynakları hedefle ama genelde geniş bırakmaktan kaçın.

Kısacası, arama reklamları için niyet çok netken, Display ve Search Partner ağlarında bu netlik kaybolur. Dolayısıyla, kontrolü eline almazsan reklamların “yanlış yerde, yanlış kişilere” gösterilebilir.

10. Reklam Kampanyalarını Sık Sık Durdurup Başlatmak

En sık yapılan Google Ads hataları arasında, kampanyaları sürekli durdurup yeniden başlatmak üst sıralarda yer alır. Özellikle küçük bütçeli işletmelerde, “bütçe bitti – aç kapa yaparız” mantığıyla ilerlenir. Ancak bu davranış, algoritmaların öğrenme sürecini tamamen sabote eder.

Sebep: Google reklam algoritmaları, verileri analiz ederek “hangi kullanıcıların daha çok dönüşüm getirdiğini” öğrenir. Sen kampanyayı her durdurduğunda bu öğrenme süreci sıfırlanır. Sonuçta sistem, reklamlarını sürekli yeni başlamış bir kampanya gibi görür. Bu da hem kalite puanını hem de tıklama başı maliyetini olumsuz etkiler. Ayrıca aç-kapat yapılan kampanyalarda performans tutarsız hale gelir; bir gün yüksek dönüşüm, ertesi gün çakılma gibi dalgalanmalar yaşanır.

Çözüm:

  • Kampanyaları durdurup açmak yerine, bütçe ayarlamaları veya zaman planlaması yap.
  • Eğer belli dönemlerde reklamların çalışmasını istemiyorsan (ör. hafta sonu, gece), bunu “Ad Schedule” üzerinden yönet.
  • Öğrenme aşamasında olan kampanyaları en az birkaç hafta istikrarlı çalıştır → böylece algoritma sağlıklı veriye ulaşır.
  • Bütçen kısıtlıysa, kampanyaları sürekli aç-kapa yapmak yerine düşük günlük bütçe belirle ve reklamlarını gün içine yay.

Unutma: Google reklamları süreklilik ister. İstikrarlı kampanyalar, algoritmanın öğrenmesini hızlandırır ve uzun vadede maliyetlerini düşürür. Sürekli aç-kapat yapmak ise seni başa döndürür.

11. Teklif Stratejilerini Yanlış Kullanmak

En sık yapılan Google Ads hataları arasında bir diğeri de teklif stratejilerinin yanlış seçilmesi. Reklamverenler çoğu zaman hangi stratejinin kendi hedefleriyle örtüştüğünü analiz etmeden, sadece “Google önerdi” diye seçim yapıyor. Ancak yanlış strateji, kampanyanın bütün performansını baltalayabilir.

Sebep: Örneğin, “Maximize Clicks” stratejisi çok fazla tıklama getirir ama bu tıklamaların satışa dönüşüp dönüşmediğini garanti etmez. Ya da yeterli dönüşüm verisi olmadan “Target CPA” seçmek, algoritmanın hatalı optimizasyon yapmasına yol açar. Böyle olunca kampanya görünürde aktif çalışır ama gerçek iş hedeflerini desteklemez.

Çözüm:

  • Önce iş hedefini belirle: trafik mi istiyorsun, lead mi, yoksa doğrudan satış mı?
  • Yeni başlayan hesaplarda veriyi toplamak için “Maximize Clicks” kullanılabilir, ama uzun vadede dönüşüm odaklı stratejilere (Maximize Conversions, Target CPA, Target ROAS) geçiş yap.
  • Yeterli veri olmadan akıllı teklif stratejilerine geçme; en azından 30–50 dönüşüm elde ettikten sonra algoritmanın öğrenmesine izin ver.
  • Küçük bütçeli kampanyalarda manuel CPC veya sınırlı tCPA kullanarak daha kontrollü ilerle.
  • Farklı stratejileri A/B testleriyle dene; tek stratejiye mahkûm kalma.

Sonuç olarak, teklif stratejisi reklamların kaderini belirler. Yanlış seçim yaptığında, Google reklam kampanyaların tıklama alsa bile dönüşüm getirmez. Doğru seçim yaptığında ise bütçeni maksimum verimlilikle kullanabilirsin.

12. Dönüşüm Testi / Yeterli Analiz Yapılmadan Optimizasyon

Google reklamlarında başarı için veriye dayalı karar almak şarttır. Ancak en sık yapılan Google Ads hataları arasında, yeterli dönüşüm verisi toplanmadan optimizasyon yapılması gelir. “Hemen değiştirirsem daha iyi olur” düşüncesi, aslında kampanyayı daha kötü hale getirebilir.

Sebep: Henüz yeterli veri yokken anahtar kelimeleri kapatmak, reklam metinlerini değiştirmek veya teklif stratejisini güncellemek, algoritmanın öğrenme sürecini bozar. Özellikle düşük bütçeli kampanyalarda bu hata çok sık yapılır. Örneğin yalnızca 3–5 dönüşümden sonra karar vermek, istatistiksel olarak hatalıdır ve seni yanlış yönlendirir.

Çözüm:

  • Optimizasyon için sabırlı ol; istatistiksel anlamlılık oluşmadan değişiklik yapma. En az birkaç yüz tıklama ve 20–30 dönüşüm bekle.
  • GA4 ve Google Ads raporlarını entegre kullan; sadece tıklama değil, satış veya lead bazlı analiz yap.
  • Dönüşüm hunisini incele: Kullanıcı nerede kayboluyor, hangi adımda sepeti terk ediyor, hangi form tamamlanmıyor?
  • A/B testleri ile değişiklikleri küçük ölçekli dene; tüm kampanyayı tek seferde değiştirme.
  • Looker Studio gibi görselleştirme araçlarıyla trendleri izle; böylece yanlış zamanda müdahale etmezsin.

Kısacası, verisiz optimizasyon kör atış gibidir. Google reklam kampanyalarını iyileştirmek için önce yeterli dönüşüm datası topla, sonra stratejik dokunuşlar yap.

13. Bütçeyi Yanlış Dağıtmak

En sık yapılan Google Ads hataları arasında belki de en maliyetli olanlardan biri, bütçeyi yanlış yönetmektir. Birçok reklamveren, kampanyalar arasında bütçeyi eşit paylaştırarak “adil davrandığını” sanır. Ancak dijital reklamcılıkta adalet değil, performans kazandırır.

Sebep: Tüm kampanyalara aynı bütçeyi vermek, düşük performanslı kampanyaların gereksiz yere para harcamasına neden olur. Aynı zamanda yüksek dönüşüm sağlayan reklamların potansiyelini kısıtlar. Örneğin, satış getiren bir remarketing kampanyası günde 200 TL ile sınırlıyken, dönüşüm getirmeyen jenerik bir kampanya 500 TL harcıyorsa ROI hızla düşer.

Çözüm:

  • Kampanya bazlı performans analizleri yap; hangi kampanyanın dönüşüm başına maliyeti daha düşükse bütçeyi oraya kaydır.
  • Google Ads’te “Campaign Budget Report” ve GA4 entegrasyonu ile ROI’yi düzenli takip et.
  • Düşük performanslı kampanyaları sınırla veya duraklat, bütçeyi remarketing, marka araması ve yüksek niyetli long-tail kampanyalara yönlendir.
  • Mevsimsellik ve sektör trendlerini dikkate al; örneğin okul kayıt döneminde eğitim sektörüne daha fazla bütçe ayırmak mantıklıdır.
  • Gerektiğinde kampanya seviyesinde değil, reklam grubu seviyesinde optimizasyon yaparak daha hassas dağılım yap.

Unutma: Dijital reklamcılıkta her TL aynı değeri yaratmaz. Bütçeyi doğru yerde kullanmak, Google reklam kampanyalarının kârlılığını belirleyen en kritik faktördür.

14. Jenerik Anahtar Kelimelere Aşırı Güvenmek

Google reklamlarında sık görülen yanlışlardan biri, çok genel anahtar kelimelere yüklenmek. “Masaüstü bilgisayar”, “telefon” ya da “çanta” gibi kelimeler ilk bakışta yüksek arama hacmi nedeniyle cazip görünür. Ancak bu tür kelimeler, satın alma niyetini yansıtmadığı için çoğu zaman hayal kırıklığı yaratır.

Sebep: Jenerik kelimeler büyük hacim getirir ama kitle çok dağınıktır. Kimisi bilgi arıyordur, kimisi fiyat kıyaslıyordur, kimisi de sadece araştırma aşamasındadır. Rekabetin yüksek olması da CPC’yi şişirir. Sonuç olarak çok tıklama gelir, ama satışa dönüşen ziyaretçi sayısı düşük kalır.

Çözüm:

  • Long-tail (uzun kuyruklu) anahtar kelimelere odaklan. Örneğin, “çanta” yerine “deri omuz çantası fiyatları” veya “Ankara masaüstü bilgisayar toptan” gibi niyet odaklı ifadeler kullan.
  • Arama terimleri raporlarını düzenli incele; hangi sorgular gerçekten işine değer katıyor, onları önceliklendir.
  • Jenerik terimleri tamamen bırakma ama onlara düşük bütçe ayır; asıl yatırımı dönüşüm potansiyeli yüksek kelimelere yap.
  • Eğitim, sağlık, hukuk gibi sektörlerde kullanıcı niyetini daraltan ifadelerle (örn. “avukat danışmanlık ücreti Ankara”) çalışmak daha verimli olur.

Unutma: Google PPC kampanyalarında “çok trafik” değil, doğru trafik kazanmak işine değer katar.

15. Otomatik Teklif Stratejilerini Yanlış Noktada Kullanmak

Google reklamlarında akıllı teklif stratejileri cazip görünür: “Target CPA” veya “Maximize Conversions” seç, gerisini algoritma halletsin. Ancak bu yöntem, her koşulda işe yarayan sihirli bir çözüm değildir.

Sebep: Dönüşüm verisi yeterince toplanmadan otomatik stratejilere geçmek, algoritmanın saçmalamasına yol açar. Örneğin yalnızca birkaç dönüşüm almış bir kampanyada “Target CPA” açarsan, sistem yanlış sinyalleri öğrenir. Küçük bütçeli hesaplarda da “Maximize Conversions” seçildiğinde Google sağlıklı öğrenme yapamaz, çünkü besleneceği veri yoktur. Sonuç: Harcanan para boşa gider, performans dalgalanır.

Çözüm:

  • Yeni açılan veya düşük bütçeli kampanyalarda manuel CPC ya da “Maximize Clicks” + dar hedefleme ile başlangıç yap.
  • En az 30–50 dönüşüm datası toplandıktan sonra akıllı teklif stratejilerine geçiş yap.
  • Yüksek hacimli kampanyalarda “Target CPA” veya “Target ROAS” kullan, küçük hacimli kampanyalarda daha kontrollü ilerle.
  • Strateji geçişlerinde test süresi bırak; algoritmanın öğrenmesi için birkaç hafta sabırlı ol.
  • Kampanyayı segmentlere ayır; remarketing için farklı strateji, soğuk kitle için farklı strateji uygula.

Kısacası, Google reklam yönetiminde doğru zamanlama kritik. Yeterli veri olmadan otomatik tekliflere geçmek, kampanyanın potansiyelini sınırlamaktan öteye gitmez.

16. Mobil Optimizasyonu Unutmak

Günümüzde internet trafiğinin büyük kısmı mobil cihazlardan geliyor. Buna rağmen birçok işletme, reklamlarını masaüstü odaklı planlıyor. Sonuçta kullanıcı mobilde tıklıyor ama site yavaş açıldığı için ya da tasarım bozuk olduğundan hemen çıkıyor.

Sebep: Mobil deneyimi ihmal etmek, CTR yüksek olsa bile dönüşüm oranını düşürür. Örneğin bir kullanıcı telefonundan “özel okul fiyatları” arıyor, reklamına tıklıyor ama açılış sayfan mobilde 6 saniyede yükleniyorsa o ziyaretçi kaybolur. Aynı durum e-ticarette de geçerli: sepet doluyor ama ödeme adımına gelmeden kullanıcı siteyi terk ediyor.

Çözüm:

  • PageSpeed Insights veya Lighthouse ile düzenli olarak mobil hız skorunu ölç. 3 saniyenin üzerinde açılış süresi varsa mutlaka iyileştir.
  • Landing page tasarımlarını mobile-first mantığında yap; butonlar, formlar ve görseller küçük ekranda kusursuz çalışmalı.
  • Reklam metinlerinde mobil kullanıcıya uygun CTA’lar kullan (“Hemen Ara”, “Tek Tıkla Başvur” gibi).
  • Mobil için özel uzantıları (çağrı uzantısı, konum uzantısı) aktif et.
  • Masaüstü ve mobil performansını ayrı raporlarda incele; düşük performans gösteren cihazları optimize et.

Unutma: Google reklam kampanyaları kullanıcıların olduğu yerde kazanır. Bugün kullanıcıların çoğu mobildeyse, senin stratejin de orada güçlü olmalı.

17. Remarketing’i Kullanmamak

Birçok işletme reklamlarında hâlâ “ilk tıklamada satış” bekliyor. Oysa dijital pazarlamanın gerçeği farklı: Kullanıcıların büyük çoğunluğu ilk ziyarette satın alma yapmaz. Araştırır, fiyat kıyaslar, alternatifleri inceler. Bu noktada remarketing devreye girmediğinde, potansiyel müşterilerin %70’i kalıcı olarak kaybolur.

Sebep: İlk ziyarette dönüşüm alamamak normaldir. Ancak remarketing çalışması yapmazsan, sana ilgi gösteren kullanıcıyı rakiplerine kaptırırsın. Örneğin, bir öğrenci “dil kursu fiyatları” arayıp sitene girdiğinde ama form doldurmadan çıktığında, remarketing yapmazsan o kişi bir daha geri dönmez. E-ticarette de sepetine ürün ekleyip ödeme yapmayan binlerce kullanıcı bu şekilde kaybolur.

Çözüm:

  • Google Ads Remarketing Listeleri oluştur; sepete ekleyip almayanlar, formu yarım bırakanlar, belirli bir sayfayı ziyaret edenler gibi segmentler ayır.
  • Görüntülü reklam ağı (Display Network) üzerinden kullanıcıya yeniden ulaş; farklı mesajlarla dönüşüm fırsatını artır.
  • Dinamik remarketing kullanarak kullanıcının incelediği ürünü birebir göster → e-ticaret için dönüşüm oranı katlanır.
  • Remarketing’i sadece satışa değil, marka bilinirliği ve güven oluşturma sürecine de dahil et.
  • Dönüşüm hunisinde ilerlemeyi takip et; remarketing listelerini zaman aralıklarına göre (7 gün, 14 gün, 30 gün) farklılaştır.

Kısacası: Remarketing olmadan reklamlar tek atımlık kurşun gibidir. Remarketing ile reklamların bir “hafızası” olur ve gerçekten ilgilenen kullanıcıları geri kazanırsın.

18. Açılış Sayfasını Reklamla Uyumlu Tasarlamamak

Google reklamlarında kullanıcı tıkladığında gördüğü ilk ekran, kampanyanın kaderini belirler. Ancak çoğu işletme, reklam metninde verdiği vaat ile açılış sayfası içeriğini uyumlu hazırlamaz. Sonuç: Kullanıcı beklediğini bulamaz ve hemen çıkar.

Sebep: “SEO Ajansı Fiyatları” reklamına tıklayan biri, “Genel SEO hizmetleri” sayfasına düşerse hayal kırıklığı yaşar. Benzer şekilde “özel okul kayıt indirimi” arayan bir veli, genel bir kurum tanıtım sayfasıyla karşılaştığında aradığı bilgiyi bulamaz. Açılış sayfası ile reklam arasındaki uyumsuzluk, hem dönüşüm oranını hem de kalite puanını ciddi şekilde düşürür.

Çözüm:

  • Her reklam grubuna özel açılış sayfası tasarla; arama niyeti ile içerik %100 örtüşsün.
  • Açılış sayfasında kullanıcıya ilk 3 saniyede aradığı bilgiyi ver: fiyat, teklif, iletişim, kayıt linki…
  • Mobil uyumu unutma; açılış sayfasının hızını ve kullanılabilirliğini özellikle mobil için optimize et.
  • CTA (call-to-action) butonlarını görünür ve net yap (“Hemen Teklif Al”, “Kaydını Başlat”, “Satın Al”).
  • Reklam metninde kullandığın anahtar kelimeleri sayfanın başlığı, H1 etiketi ve ilk paragrafa entegre et.

Kısacası, reklam metni ve açılış sayfası arasında köprü yoksa kullanıcı dönüşmez. Uyumlu bir deneyim sunduğunda hem Google reklam kampanyalarının kalite puanı artar hem de yatırımın karşılığını gerçek satışlarla alırsın.

19. Bütçeyi Günü Bitmeden Tüketmek

Google reklam kampanyalarında sık görülen sorunlardan biri de günlük bütçenin yanlış ayarlanmasıdır. Reklamverenler çoğu zaman bütçeyi düşük tutar ama reklamlarını günün 24 saati göstermeye devam eder. Bu durumda bütçe gün ortasında tükenir, geri kalan saatlerde potansiyel müşteriler seni hiç görmez.

Sebep: Google, belirlediğin günlük bütçeyi günün erken saatlerinde hızla tüketebilir. Özellikle yüksek hacimli sektörlerde (e-ticaret, eğitim, sağlık) sabah saatlerinde yapılan aramalar tüm bütçeyi bitirir. Ancak satın alma niyetinin daha yoğun olduğu akşam saatlerinde reklamların görünmez olur. Bu dengesizlik, reklamlarının gerçek performansını gölgelemesine neden olur.

Çözüm:

  • Ad Scheduling (reklam zaman planlaması) kullanarak bütçeyi günün en verimli saatlerine yay.
  • Geçmiş verileri incele; hangi saatlerde en çok dönüşüm aldığını raporlardan gör ve bütçeyi o zaman dilimine kaydır.
  • Bütçeyi düşük tutmak yerine daha dar hedef kitle seç (coğrafi, demografik veya anahtar kelime bazlı).
  • Yoğun rekabetli kampanyalarda günlük bütçeni %20–30 oranında artırarak “erken bitme” sorununu önle.
  • Eğer çok sınırlı bütçen varsa, reklamlarını sadece dönüşümün en yüksek olduğu saatlerde çalıştır.

Unutma: Bütçeyi sabah saatlerinde bitirmek, günün en değerli kullanıcılarını kaçırmak demektir. Stratejik bütçe yönetimiyle hem daha uzun süre görünür olursun hem de yatırımın karşılığını daha verimli alırsın.

Google Reklamlarında Hatadan Nasıl Kaçınırsınız?

Google reklamlarında başarı, daha fazla para harcamaktan değil; doğru stratejilerle ilerlemekten geçiyor. Negatif anahtar kelimelerden remarketing’e, açılış sayfası uyumundan bütçe yönetimine kadar gördük ki her eksiklik, dönüşüm oranlarını doğrudan etkiliyor.

Bu noktada profesyonel destek almak, süreci hızlandırır ve bütçeyi çok daha verimli hale getirir. Brandaft olarak Google Ads danışmanlığı hizmetimizle, kampanyalarınızı baştan sona optimize ediyor, yanlış adımları ortadan kaldırıyor ve reklam yatırımlarınızı gerçek satışa dönüştürüyoruz.

Unutma: Doğru kurulan kampanyalar sadece tıklama değil, sürdürülebilir bir büyüme sağlar.

Picture of Brandaft Dijital Pazarlama Ajansı

Brandaft Dijital Pazarlama Ajansı

Brandaft, her projeye özgün ve verimli çözümler sunarak, markaların dijital dünyadaki görünürlüğünü artırmayı hedefler. SEO stratejileri, içerik üretimi ve dijital pazarlama kampanyalarında sektördeki en güncel teknikleri kullanarak, müşterilerimize yüksek kaliteli sonuçlar sağlayan bir dijital pazarlama ajansıyız.
Facebook
Twitter
LinkedIn

Bültenimize abone olarak içeriklerden ilk siz haberdar olun.

Yayınladığımız içeriklerden ilk siz haberdar olmak için e posta bültenimize abone olun.

Son eklenen yazılar